29 Eylül 2011 Perşembe

Eylemlerinizi düşünceleriniz yönetir. Bugün yapıp ettikleriniz geçmişteki düşüncelerinizin aynasıdır. Gelecekte yapıp edecekleriniz bugünkü düşüncelerinizin aynası olacaktır. Denis Waitley

Geçen ay olduğu gibi bu ay da ilişkilerin önemi üzerinde duralım ve Kuantum Düşünce Tekniği bize bu konuda nasıl yardımcı olacak, irdeleyelim.

Kuantum Düşünce Tekniği ile ilişkilerimizi nasıl düzeltebiliriz?

Kuantum tekniği bir psikoterapi veya tıbbi bir tedavi yöntemi değildir.  Ancak bu tekniğin olumlu sonuçlarını görebilmek için, bireyin bugünkü hayatını etkileyen geçmişten gelen travmaları, inançları, bariyerleri varsa öncelikle bunların tespit edilmesi gerekir.  O nedenle Kuantum Yaşam Koçluğu’nun ilk seansında geçmiş irdelenir. Kişinin olumsuz etkilenmiş olduğu kayıtlar varsa birlikte belirlenir.     

İnsanlarla olan ilişkilerimiz bizi nasıl etkiler? Ne kadar etkiler? Nereye taşır?

Uzmanlar diyor ki bir insanın anne ile ilişkisi daha onun karnındayken başlıyor. Anne karnındaki bebek ana rahmine düştüğü anda bebeğin hafızası kaydetmeye başlıyor.  O yüzden hamile kadının stresten uzak bir ortamda olması çok önemli.  Annenin yüksek sesle çocuğu aslında istemediğini söylemesi bile ileri yaşlarda bireylere ciddi travmalar yaşatabiliyor.

Bebeklikten itibaren anne ile ilişki, baba ile ilişki ve kardeşlerle ilişkiler bireyin yapıtaşlarında önemli rol oynuyor.  Ailenin çekirdek aile olması veya aile büyükleri ile oturulan çok çocuklu kalabalık bir aile olması bile farklı etkiler yaratabiliyor.

Anne ile babanın arasındaki ilişki, birlikte ya da boşanmış olmaları, aile ortamının huzurlu veya çok gergin bir ortam olması. Ebeveynlerin bireyle ve diğer kardeşlerle olan ilişkileri. Ailenin tek çocuğu olmak, eğer kardeşler varsa bireyin kaçıncı çocuk olduğu, en büyük veya en küçük çocuk olmak.  Arkadaşlarla ilişkiler, paylaşımlar…

İlk aşk, ilk ilişki, evlilik, hatta ilk evlilik.

İlk iş deneyimi, patronla, yönetici ve iş arkadaşları ile ilişkiler.

Tüm bu bireysel ve çevresel ilişkilerde yaşanan olumlu ve olumsuz deneyimler kişinin yaşamında önemli rol oynuyor.

Bu nedenledir ki koç, tüm bu ilişkilerdeki olumlu ve olumsuz deneyimleri öğrenmek zorundadır.  Bu deneyimler paylaşılırken kişinin yaptığı tanımlar, kurduğu cümleler, bakışlar, ses tonu, beden dili incelenir. 

İlk seanstaki bu sohbet sırasında bireyin stres içinde olduğu gözlemlenen konular not alınır ve bireyle paylaşılır. Bireyin o ana kadar hiç aklına gelmeyen olumsuz bir deneyim, bugünkü yaşantısında hiç farkında olmadığı bir bariyer oluşturmuş ve sıkıntı yaratmış olabilir.

Genel olarak “çekirdek inanç” dediğimiz şey; ya bebeklikten, çocukluktan kalan ya da yetişkin dönemde iz bırakmış bir olumsuz deneyimin sonucunda oluşan kalıplaşmış ve yerleşmiş bir düşünce yumağıdır.  Bu kalıplaşmış inançlar kimi zaman bireyin gelişimini engeller, kimi zaman ilişki kurmasını engeller ya da sorunlu ilişkilere neden olur.  Ancak birey yaşadıklarının inançları yüzünden olduğunu bilmez.  Genel geçer yorum bahtsızlık, kader, alın yazısı, kötü veya yanlış eştir.

Koçluk çalışmasının ilk seansında koçun en önemli işlevi, bireyde olumsuz deneyimler ve çekirdek inançtan kaynaklanan kayıtların farkındalığını oluşturmaktır.

Bireyin yaşamını sıkıntıya sokan olumsuz düşünce kalıpları belirlendikten sonra yapılması gereken şey geçmişi geride bırakmaktır. 

Koç, ön çalışmadan sonra bireyin nasıl bir yaşam istediğini, hayatında neleri değiştirmek istediğini iyice düşünmesini ve geleceğini yazmasını ister.      

Olumsuz düşünce kalıplarını değiştirmek hayata daha olumlu bakabilmek, düşünceleri  pozitife çevirmek Kuantum Düşünce Tekniği’nin en temel  işlevidir.

Koç’un yardımı ile bu süreç başlar.  Değişim kolay değildir ve Kuantum terapinin bu değişime yardım etmesi için en az 3 seans çalışmak gereklidir.  Bu da yaklaşık 3 aylık bir süreç anlamına gelir.

Bu sürecin sonunda bireyin hayatında değişiklikler olmaya başlar. En önemli değişiklik önce ilişkilerde görülür.  

Kuantum düşünce tekniği, yaşantımızın tüm alanında olumlu değişiklikler yapmaya devam eder. Yeter ki biz bu tekniği iyi tanıyalım ve uygulayalım ve yaşam tarzı haline getirelim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.